BBC saatlerdir dönüp dolaşıp aynı görüntüyü gösteriyor. Taksim’de İsrail bayrağını yakıp üstünde tepinen takkeli adamlar. Diğer yanda, “Kahrolsun İsrail,” diye bağıran başörtülü kadınlar. Üstüne İsrail Dışişleri’nden bir adam çıkıyor, “Şiddet kullandılar, bunun karşılığında şiddet gördüler,” diyor. Pek çok akil adamı çileden çıkardılar bugün. Yahudilere sövenlere, Hitler’e hak verenlere gün doğdu. Katil olan İsrail Devleti’dir. Tepkileri İsrail yurttaşlarına ve Yahudilere yöneltenlere, düpedüz ırkçılık yapanlara fırsat vermeyin, her düzlemde teşhir edin.
Şimdi beni çileden çıkaran asıl meseleye geleyim. İHH gemisinin provokasyon amacıyla yola çıktığı, böyle bir saldırının beklendiği, çok doğal olduğu, hatta İsrail Devleti’nin buna hakkı olduğu vb. yurt içi yorumlar.
İsrail, oraya yardım malzemesi götürmeye çalışan muhtelif ülke vatandaşları sivillerden oluşan bir konvoya saldırdı. Üstelik kendi kara sularında değil uluslararası sularda yaptı bunu. Olay bu kadar açıkken yapılan yorumlara bak. Yalım Eralp CNN’de, “Dünya medyası olaya insani yardım değil, İslami yardım olarak bakacak,” diyor.
Oray Eğin Twitter’da: “Yardım yapma” demiyorlar, “Yardım yapacaksan, gel bu limana yanaş” diyorlar… Bunu dinlemeyip ölüme gitmek kahramanlık mı provokasyon mu?” diye soruyor. Ben de ona soruyorum: Rachel Corrie de mi provokatördü? Ona da demişlerdi ki, “Buradan buldozer geçecek, burada durma biraz yanda dur.” Filistinlilerin evinin önünde durduğu için o da mı provokatördü? Eline taş alan Edward Said de mi provokatördü?
İyi aile çocukları, eline hiç taş almamışlar, her zaman kazanan ata oynayanlar, sırtını daha güçlü birine dayamadan başka kimseyle kavga edemeyenler. Sizin ruhunuzu çok iyi biliyorum. Irak işgalinden önce de Amerika’nın yanında savaşa girmeliyiz diyordunuz. Çünkü siz ancak dayak yemeyeceğinizi bildiğiniz kavgalara girersiniz beyler. Siz ancak çocukları dövebilirsiniz. Uzağından yakınından geçmediniz hiçbir onurlu kavganın. Hiçbir zaman da anlayamayacaksınız kelleyi koltuğa alıp canavarlarla dövüşmeye giden insanları.
Başka zaman olsa, “Fikirlerinize katılmıyorum, onları söylemeniz için de canımı falan vermem, defolun gidin,” derdim. Ama şimdi öyle demiyorum. Şimdi daha çok konuşun diyorum. İstediğiniz kadar konuşun. Ortalık biraz bulanık olsa da herkes ne olup bittiğinin farkında bugün. Ancak sular geldiğinde böyle olur, bir süre çamurlu akar, sonra berraklaşır. O yüzden konuşun daha çok konuşun, bir an önce aksın gitsin bu pislik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder